0555 687 39 65
info@halilibrahimcelik.av.tr

ALDATILAN EŞ 3. KİŞİYE TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİR Mİ?

Miras, Bilişim, Ceza, Aile ve İş Hukuku Avukatı

Aldatılan eş

Bir toplumun en küçük yapıtaşı ailedir. Gelişmiş bir toplum sağlıklı aile yapısından geçer. Türk toplumu gerek örf ve adetleri gerekse kanuni düzenlemeleriyle aileye büyük önem atfetmektedir. Bu nedenle kanun koyucu evlilik hükümlerini büyük titizlik ile hazırlamış, evlilik birliğinde eşlere bir takım yükümlülükler yüklemiştir. Bu yükümlülüklerden biride sadakat yükümüdür. Sadakat yükümüne aykırılıklar boşanma nedeni oluşturmaktadır.

Zina;  kusura dayanan, mutlak ve özel boşanma sebebidir. Mutlak olduğundan bu sebebin ayrıca evlilik birliğini temelden sarsması aranmayacaktır. Evlilik birliğinin devamında karşı cinsten biri ile isteyerek cinsel münasebette bulunulması zina olarak tanımlanacaktır. Bu tanıma göre zinadan söz edebilmek için evlilik birliği bulunmalı. Evlilikten önceki veya sonraki ilişkiler zina kapsamında değildir. Ayrılık, boşanma davalarının açıldığı sırada ya da gaiplik kararının kesinleşmemesi durumunda eşlerin sadakat yükümü devam ettiğinden kişilerin fiilleri zina oluştur.  Bu ilişkinin tek bir kez olması fiilin niteliğini etkilemeyecektir. Zina edenin kusurlu olması gerekir. Zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı eşin zinasının diğer eş tarafından öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde zina fiilinden itibaren 5 yıl geçmesiyle ve eşin affedilmesiyle düşer. Bu affın mutlaka eşin serbest iradesinin ürünü olması gerekir. Af somut olaya göre araştırılmalıdır. Zina için mutlaka cinsel birlikteliğin gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Ancak duygusal yakınlık kurulması suretiyle aldatma durumunda da evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir. Zina TCK da suç olmaktan çıkartılmıştır. Ancak bir eylemin ceza kanununa göre suç olarak düzenlenmemesi borçlar hukukuna göre ahlaka ya da hukuka aykırı kabul edilmesine engel değildir. Eşler evlilik birliğini kurarak birbirlerine ve kurdukları aile birliğine karşı sadakat borcu altına girmektedir. Mevcut evliliğe rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girilmesi sadakat borcunun ihlali suretiyle diğer eşe karşı haksız fiil teşkil etmektedir. Bununla birlikte evli olduğu bilenen bir kişi ile buna rağmen bilerek istenen ilişki kurulması durumunda o kişinin eşine karşı gerçekleştirilen bir haksız fiil söz konusudur. Aldatan eşin eyleminde aldattığı kadın ile birlikte bu haksız fiilden müteselsil ve birlikte kusuru bulunmaktadır.

Buna göre aldatılan eş, diğer eşin birlikte olduğu üçüncü kişiden manevi tazminatı haksız fiil hükümlerine göre isteyecektir. Haksız fiil Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür ifadesin yer verilmiştir. Bu tanımdan hareketle haksız fiilin 4 unsuru bulunur;

1-)Hukuka aykırı fiil bulunmalıdır. Somut konuda aldatan eş ile birlikte olduğu iddia edilen üçüncü kişi arasında bir ilişki olmalıdır. Bu ilişki evlilik birliğinde korunması gereken sadakat yükümünün ihlali görünümündedir. Eş ile üçüncü kişi arasındaki bağ diğer aldatılan eş için kişilik haklarını ihlal edecek türden duygusal veya fiziksel bir bağdır.

2-) Üçüncü kişinin karşısındaki kişinin evli olduğunu bilmesi ve bilerek isteyerek ilişki kurması gerekme, yani üçüncü kişinin kusurlu olması aranmaktadır. Bu bilme serbest iradenin ürünü olmalıdır. Karşı taraf tarafından aldatma, hataya düşürme veya korkutma gibi iradeyi sakatlayıcı nedenlerin bulunmaması gerekir. Aldatılan eş açtığı davada öncelikle bu hususu ispatlanmalıdır.

3-) Bilerek isteyerek evli bir kimseyle ilişkiye giren bireyin fiili ile diğer eşin kişilik haklarının ihlali arasında uygun illiyet bağı bulunduğu açıktır.

4-) Aldatılan eş, söz konusu aldatma fiili nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğramış olmalı yani bir zarar doğmalıdır.

Zarar gören yani kişilik hakkı ihlal edilen aldatılan eş uğradığı zararı ispatlamakla yükümlüdür. Hâkim kusurun ağırlığı, tarafların sosyo ekonomik durumları, olayların olağan akışı ve hakkaniyete göre bir tazminat belirler. Bu tazminat manevi tazminattır. Hâkim bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir. Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Dolayısıyla aldatma eyleminin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde manevi tazminat talebinde bulunulmalıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/4-129 Esas, 2010/173 Karar ve 24.3.2010 tarihli kararında davacı kadın, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile gönül ilişkisine girdiğini bu eylemin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat talep etmiştir. Kararda şu ifadelere yer verilmiştir; ‘Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı kadın da, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayrı resmi ilişkiye girmek ve ondan çocuk sahibi olmak suretiyle, gerek yasalarca gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.’  Yargıtay evli kimsenin evlilik dışı birlikteliğin diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğunu vurgulamış, bu eyleme katılan üçüncü kişinin eyleminin de aldatan eşin eyleminden ayrı düşünülemeyeceğini karara bağlamıştır. Dolayısıyla evlilik dışı birlikteliğe bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zararlardan sorumludur. Somut olayda aldatılan eş kadın olmasına rağmen kadın erkek ayırt etmeden aldatılan erkeklerde manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.

T.C YARGITAY 4.Hukuk Dairesi Esas: 2012 / 1646 Karar: 2013 / 916 Karar Tarihi: 24.01.2013’de verdiği bir kararında; Mahkemece, davacının davaya konu ettiği olay sebebiyle kendi eşi aleyhine manevi tazminat davası açmadığı, evlilik birliğinin devam ettiği, dolayısıyla kendi eşinin eylemini hoşgörüyle karşılayan ve kendi eşini affeden davacının kişilik haklarının ihlal edildiğini öne sürerek davalıdan manevi tazminat talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir., Davacının eşi ile davalı arasındaki gayri meşru ilişkiyi öğrendikten sonra, bu ilişkiyi maddi menfaatleri için teşvik ettiği ve göz yumduğu iddiasıyla davalının eşi olan ve müdür yardımcısı olarak görev yapan diğer davalı hakkında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve bimer’e müracaat ederek şikayetlerde bulunduğu, ayrıca davacının bir süre psikiyatrik tedavi gördüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, aldatılan eş durumunda olan ve çeşitli resmi mercilere davaya konu olayla ilgili müracaatlarda bulunan davacının kendi eşi aleyhine boşanma davası açmamış olması hakkın kötüye kullanılması olarak düşünülemez. Yine davacının kendi eşi aleyhine manevi tazminat davası açmamış olması müteselsil sorumluluk esaslarına göre davalıya yönelik talep hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez. Şu halde, davacının kişilik haklarına yönelik saldırı sebebiyle uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, istemin tümden reddi doğru değildir. Kararın bu sebeple bozulması gerekir.

Bununla birlikte Yargıtay 4. Hukuk dairesi 2015 tarihli verdiği kararında aldatılan eş tarafından 3. kişiye manevi tazminat açılmasının yolunu kapatmıştır. Kararın gerekçesi şu şekildedir; Davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Türk Medeni Kanunu’nda yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Davalı zararın meydana gelmesinde asli olarak sorumlu tutulamaz. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir. Bu nedenlerle, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez.”

 Av. Halil İbrahim ÇELİK & Merve ARABACI

4.75 avg. rating (96% score) - 4 votes

18 cevap

  1. […] İlgili yazı: Aldatılan eş 3. Kişiye tazminat davası açabilir mi? […]

  2. Serap dedi ki:

    Avukat bey, esim beni 3.sahisla aldatti.bir cocugum var ve ben bosanma davasi acmadan 3.sahisa tazminat davasi acabiliyor muyum?elimde fotografli kanitlarim var esimin evli oldugunu bile bile gorusmeye devam etmektedir. Tesekkurler

  3. Memet dedi ki:

    Merhaba
    Abim eşini aldatıyor. Aldattığı kadın abimin evli olduğunu bile bile isteyerek Onunla bu ilişkiye başladı ve sürdürüyor. Kendiside boşanmış iki çoçuk sahibi bir kadın. Bu yasak ilişki Gerek şahitler gerekse telefon kayıtları ile ıspatlanabilir. Abimin eşinin herhangi bir mesleği ve kendine özgü geliri olmadığı için bu duruma boyun eğmek zorunda kalıyor. 2 çoçukları var 6-18 yaşlarında abim olacak herif bu kadın yüzünden artık eviyle ilgilenmediği için evin giyim gıda elektrik su doğalgaz faturaları gibi zaruri ihtiyaclarını karşılamaz oldu. Hatta bir çok gece abim evine gelmez oldu. Yengemde mecbur kaldığı için evlere gündelikçi temizlikçi olarak gitmeye başladı. Bu durum beni vicdanen aşırı derecede rahatsız ediyor. Şimdi size sorum şudur. Bu 3.şahıstan abimi kurtarmak ve yengemin mağduriyetini gidermek ve içinde bulunduğunu zor onur kırıcı durumdan çıkarmak adına 3. Şahısa maddi ve manevi tazminat davasını yengem adına ben acabilir miyim. Yengemin açması durumunda abimle yengem arasında şiddete dayalı geçimsizlik olacaktır keza geçmişte yakın zamanlarda bu kadın yüzünden abimin yengeme şiddet uyguladığıda olmuştur. Boşanma olmadan sadece 3. Kişiyi bu yasak ilişkiden uzaklaştırabilmek ve yengemin uğradığı maddi ve manevi haksızlığın 3. şahız tarafından giderilmesi için ben nasıl bir yol izleyebilirim. Şimdiden çok teşekkür ederim.

    • Merhabalar;
      Bütün davaları bizzat yengeniz açar. Siz onun adına bir işlem yapamazsınız.

    • Cansu dedi ki:

      Aldatılan eş, 3. kişiye tazminat davası açabilir mi? Bu soru bir boşanma avukatına en çok sorulan sorulardan birisi. Yakın zamana kadar bu soruyu “evet tazminat davası açılabilir” diye cevaplıyorduk. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010 yılında verdiği HGK Kararı bu konuda tazminat davası açılması koşullarını saymıştı.

      Ne var ki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2015 yılında bu konuda tamamen Hukuk Genel Kurulundan farklı düşünerek “3. kişiye tazminat davası açılamaz” dedi.

      Bu açıklama ya göre dava açılamaz mı avukat bey?

  4. Hülya dedi ki:

    Merhaba,
    Aldatılan eşin 3. kişiye açtığı davalarda davalıdan ne kadar tazminat istenir ve davalı için yapılan başka bir uygulama ne olur?

    • Merhabalar;
      Tazminat miktarı tarafların ekonomik durumuna ve olayın içeriğine göre belirlenir.

      • Sibel dedi ki:

        Merhaba, ben de yakın zaman da eşime boşanma davası açtım, şiddetli geçimsizlik başlığı altında farklı nedenler de sunduk avukatimla. 2. Çocuğuma hamile iken beni aldattığını wapp mesajlarında yakalamstim, bunları delil olarak sunduk. Ancak dava yazışmaları devam ederken beni aldattığı kadın ile sosyal medyada paylaştığı fotoğraflari gördüm. Ekran görüntüsü aldım. Bunları da 2. Dava dilekcemizin cevabına ekledik. Fakat ben aldattığı kişiye de tazminat davası açmak istiyorum, avukatim o kadar kolay değil diyor, daha önceden bu kadınla ilişkisi olduğunu ispat etmek gerek, prosedürler var vs. vs. diyor., Dava açmıyor. Ben bu noktada ne yapabilirim..? Yardımcı olursanız memnun olurum,iyi çalışmalar.

  5. Elif Bakan dedi ki:

    Aldatılma sebebiyle boşanma davası açtım,tarihi dahi henüz belli değil. 3 ve 9 yaşında iki kızım var.3. Kişiye zina davası açmak istiyorum.elimde 3. Kişinin attığı ses kaydı ve msjlar var. Ses kaydında da benim için” kadını ilgisiz bırakıyorsun ” diyor. Aynı kayıtta eşim olacak kişi! de ” ama bugün ama yarın boşanacağız” diyor. Bir msj da da 3. Kişi cinsel birlikteliği alenen onaylıyor.manevi tazminat almam kesin mi?

  6. Dilek dedi ki:

    Merhabalar. Avukat Bey benim eşim beni aldattı benim elimde ispatlı bir şekilse yazışmaları var. Eşim boşanmayacağını söylüyor. Ben üçüncü şahısa boşanma davası açmadan elindeki delillerin zaman aşımına uğramaması adına tazminat davası açmak istiyırum.Bunu yapmaya hakkım var mı ? Cevaplarsanız çok sevinirim Saygılarımla.

  7. ahmet yılmaz dedi ki:

    kolaygelsin. maklenizi okudum değerli yorumlarınız için teşekkürler.

    bir sorum olacak bir yakınım eşi tarafından aldatıldığını düşünüyor bu konuyla ilgil olarak boşannma olmadan 3 kişiye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilrmi

  8. arzu dedi ki:

    Avukat Bey,
    Eşimin benim üzerime kayıtlı kendi kullandığı telefon numarası ile boşanma tarihinden 2 ay kadar önce bir kadınla konuştuğu telefon dökümleri ile sabit. Kadına tazminat davası açmayı düşünüyorum. Telefon fatura dökümleri yeterli olur mu ? Operatörden aldım hat adıma kayıtlı olduğu için , delil kabul edilir mi ?

  9. Fatma dedi ki:

    Merhabalar. Bir bayan bana kendisine hakaret etmem sebebiyle asliye cezada dava acti. 1600 ceza 5 yıl erteleme aldim. Şimdi tekrar 10.000 tl tazminat davası acmis. Eşinden bosandi. Boşanma anlaşmalı ve tej celsede. Bayanın beynindeki ur benim 6uzimden ilerlemiş. Bayanın 2. Bosanmasi.tazminati alabilir mi. Eşinin dilekçesi var benimle birlikte olmadığına dair. Ve yazışmalarda asla cinsel.mesaj yok

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


+ sekiz = 17

Sorunuz mu var?